31 Ekim 2013 Perşembe

napıyorum ben?

Bugün 31 Ekim Perşembe. Saat desen erken daha, 17.25

Okula gittim ben. Boşmuş ilk ders. Sunum  yaptım, zamanda geçmiyordu. Yarı uykulu şekilde dolanıyordum okulda. Derken sarışınımı gördüm. Sarışınım. Öptüm onu. Güzel kokuyordu. Tek lafı kahkahalarımın dans etmesine yetiyordu. Derken zil çalmış okul bitmiş. Site kapısında sıraya geçmiş serserilerin arasında evime geldim sonunda. Banyo kapısını çalınca sıcak buharların arasından kapıyı açan babamı gördüm. Keyif yaptığını söylemişti bana.  Gülüp odama attım kendimi. Arkadaşım gelecekti. Ayyüce. Sunumum  vardı, yine. Attım kendimi yatağa uyumak istedim. Yemedi. Gelen Ayyüce'ydi. Kaba mizaha sahip, telepatiyle anlaştığım, en iyi geçindiğim insanlardandır kendisi derken geldi.

Araştırmaydı falan, gitmiş bile. Akşam olmuş. "Hadi Taksim'e  çık gel." dedim kendi kendime. Dedim sadece. Yemedi, üşendim de biraz. Uykumda vardı. Yarına erteledim. AutoShow'dan sonra giderim dedim. Bakalım, yine aynı bahaneleri yaratacak mıyım. Her neyse. Şimdi bazılarınız "ulan ne diye yazmış  bunları bizene amk."  demiş olabilir, diyeceklerdir.
Yazacak şey bulamadım. Çok boşladım bu aralar burayı. Vakit sıkıntısı yaşıyorum. Parayla alamıyoruz ya zamanı, zor azizim zor, çok zor.


kime, neye göre?

Sürekli farklılıktan bahsedince farklı olmuyorsun.

Elinize yek kitap alınca "kitap kurdu" olmuyorsun.

Marjinal tiplere laf atınca başınız göğe ermiyor.

Kendini diğerlerinden ne kadar üstün görüyorsan o kadar aşağılıksın.

Taytın altına etek giyince seksi değil, ,Sulukule çingenesisin.

Gözlerinin altına maskara kullanınca güzel değil, banelsin.

Kot pantolonun altına siyah deri ceketinle yakışıklı değil kro oldun.

Bildiğin tek film "Fight Club" iken ne bu "Ben sinemanın babasıyım" havaları?

Gece kardeşinle birbirinizin saçlarını örüp dertleşirken, sabah ponçik olmanı gerektiren hiç bir durum yok.

Dikkat çekmek için böğürerek gülmek, konuşmak.. NO COMENT.

Herkesin sıkıcı olduğunu düşünürken sen ne yapıyordun?

Fazla kilolarından şikayetçisin ama elinde sosisli. Sabah akşam.

Gözlerin renkli diye objektifi gözlük olarak kullanıyorsun.



Saçların uzun evet, ama hala çirkinsin.

İşte busun sen. Biyiz bu.

27 Ekim 2013 Pazar

KİM SEVER PAZARLARI?




Ayna karşısına geçip kendini sorgulamak için muazzam bir pazar günü.
Yapmak istediğin o kadar fazla şey varken sen gününü  hiç bir şey yaparak geçirmeyi tercih ediyorsun. Arada "Hoff her şeyden bunaldım yeni şeyler keşfetmek lazımm:/" diye söylenmen dışında. 
Nefret ediyorsun bir anda her şeyden. Uzaklaşmak istiyorsun. Geçmişinden kurtulmak yeni bir sen olmak istiyorsun. Okulunu, işini, yaptığın her şeyi siktir edesin geliyor değil mi? Kimsenin seni anlamadığını düşünüyorsundur hatta. Herkese iyi davrandığını, ama herkesin seni kullandığını, sana değer vermediğini düşünüyorsun. 

Çalışan birisin diyelim. Yarın sabah işe saat 09.00'u biraz geçe gelirsen olacakları biliyorsun. Şirketteki kızların arkandan konuştuğunu bildiğin halde her zaman yüzüne güleceklerini de biliyorsun. Her hangi bir hatanda, üssünden hak etmediğin azarları yiyeceğini, suratına bir tekme yapıştırma hissinin geleceğini de biliyorsun. Ama çalışıyorsun. Sevdiğinden değil ha, zorundasın.

Biz liselilerin de işi çalışanlardan farklı değil. Her hafta görmek zorunda kalıyorsun katlanamadığın canlıları. Elinizde gördükleri yenebilecek her şeyi izin istemeden adeta bir fil gibi hortumladıklarını umutsuzca izliyorsun. Çevrendeki her erkeğin avazı çıktığı kadar hırladığını görüyorsun. Evet, hırladıklarını. İnsan kapasitesinin dışında bir şekilde ağızlarını açıp sağa sola tükürük saçan canlılar grubu. 
Sonrasında bakıyorsun iki kız ağızlarını açmış seni izliyorlar. Hafifçe gülümseyip arkana dönüyorsun. Başlıyor arkadan gelen fısıldaşma tınıları. Canım arkadaşlarım diyorsun içinden. Tanrı'ya onlara özgüven verebilmeleri için secde etmediğin kalıyor.

Peki ya üniversiteliler? Bedava mezar bulsa içine girecek genç kesim. Biraz daha param olsun, gece fazladan bir cluba daha gireyim diye kapı kapı kozmetik ürünleri, kebap salonlarında komilik yapıp harcanan genç kesim. Fazla enerjiktirler. Kapısında yalvarıp zorla bir statü bulabilen hocaların kaprisini çekmektir üniversiteli olmak. Kendi halindedir herkes. Liseye çok benzemez. Bol bol makarna yersiniz mesela. Eviniz düzenli dağınıktır, akşamdan kalmadır. Bir ütü farklı fonksiyonlarda, kettle da tencere olarak kullanılabilinir.

Statünüz ne olursa olsun değişmeyecek şeyler vardır, her pazar aklınıza gelen. Neresinden kaçarsan, yine gelir bulur bir yerden seni sorunlar. Bitmeyeceklerdir asla. Sınav dedikleri bu işte. Hayat sınavı. Ölene kadar bitiremeyeceğin tek sınav. 

25 Ekim 2013 Cuma

YUNAN MİTOLOJİSİ TANRI VE TANRIÇALARI



Olymposlu elitler kendilerini dünyanın tanrıları olarak kabul ederler.

 Onlardan önceki tanrı grubu olan Titanları, Titanlar Savaşı'nda yenerek yönetimi ele geçirmişlerdir. "Tanrıların Kralı" sıfatıyla Zeus, Olymposluların lideridir. Kraliçe sıfatı ise Zeus'un eşi Hera'ya aittir. Olympos adı Yunanistan'ın en yüksek dağı olan Olympos Dağı'ndan gelir. 

Tanrıların dağın zirvesinde, gökyüzündeki bulutların arasında sarayları olduğu sanılır. 12 sayısı ise karşımıza birçok mitte çıkan bir rakamdır.  Mesela Yahudilikte On İki Kabilesi, Hristiyanlıkta İsa'ın 12 Havarisi; Şiilikte 12 İmam gibi. Sayıya yüklenen bu bakış açısından dolayı Yunan Tanrılarıda 12 tanedir ve 13 sayısının uğursuzluğuna inanılır. Hı aslında yanlış  mıdır, bilemeyiz. Örneğin İskandinav mitolojisinde tanrıların yemek masasına oturan 13. tanrı Loki  , iyilik tanrısı Balder'in ölümüne neden olur. Bu açıdan önceden 12 Olymposlu arasında gösterilen Dionysos ve Hestia Olympos'a gelince 13 tanrı olmasın diye yerini ona bırakıp insanların arasına karışır.


(HADES)

Poseidon'un denizin altında, Hades'in ise yer altında olmak üzere Olympos dışında da sarayları vardır. Ayrıca Demeter ve Hestia örneklerinde olduğu gibi tanrılar isterlerse Olympos'tan tamamiyle ayrılabilirler ya da Herkül gibi yeni tanrılar ya da Ganymedes gibi ölümlülerde Olympos'a kabul edilebilir.


(DEMETER)

Tanrılar başlıca iki gruba ayrılır. Birinci kuşak denilen ilk doğanlar, Titan soyundan gelir. İkinci kuşak tabir edilen sonradan doğanlarsa tamamiyle baş tanrı Zeus'un çocuklarıdır. Bu durum yalnız iki istisnası vardır. Bazı kaynaklar, Afrodit'i, titan Kronos'un babası Uranos'un denize düşen cinsel organından doğduğunu, titan soyundan geldiğini öne sürer. Diğeride Hephaistos'tur; bazılarına göre tanrıça Hera, Hephaistos'u tek başına doğurmuştur.


(AFRODİT)

12 Olimposlu, kimi kaynaklarda farklı farklı gözükür. Aşağıdaki listede as olan 11 tanrı ve 12. tanrı olarak adları geçen tanrılar yer almaktadır.  

Tanrı ve Tanrıçaların özellikleri Wikipediadan aldım.**


KuşağıYunan İsmiRoma İsmiResimAlanSimgeKült Merkezi
Birinci KuşakZeusJupiterZeusGökyüzü, YağmurYıldırım, Kartal, MeşeOlimpiya
Birinci KuşakPoseidonNeptünPoseidonDenizÜç dişli Yaba, Yunus, AtPanionion
Birinci KuşakHeraJunoHeraEvlilik ve KadınTavuskuşu, NarArgos
Birinci KuşakAfroditVenüsAfroditAşk ve SevgiGül, Güvercin, Deniz kabuğuKıbrıs
İkinci KuşakAthenaMinervaAthenaBilgelikMiğfer, Aegis, Mızrak, Baykuş, ZeytinAtina
İkinci KuşakAresMarsAresSavaşMiğfer, Kalkan, Mızrak, KöpekSparta
İkinci KuşakApollonApollonApollonSanatın ve KahenetLir, Karga, DefneDelfiDidim
İkinci KuşakArtemisDianaArtemisAvcılık ve Kırsal HayatOk-Yay, GeyikEfes
İkinci KuşakHephaistosVulcanHephaistosAteş ve MadencilikÇekiş ve ÖrsLimni
İkinci KuşakHermesMerkürHermesTanrıların Habercisi ve TicaretKanatlı sandalet, kask ve asaKillene Dağı
İkinci KuşakDionysosBaküsDionysosÜzüm, Şarap ve EğlenceÜzüm, Asma, Çita, Panter gibi büyük kedigillerNysa Dağı
Diğer Olimposlular
KuşağıYunan İsmiRoma İsmiResimAlanSimgeKült Merkezi
Birinci KuşakHadesPlütoHadesYeraltıGörünmezlik Miğferi, Kerberos-
Birinci KuşakDemeterCeresDemeterTahıllar ve ToprakBuğday Demeti

İNANILMAYACAK GİBİ DEĞİLLER





Bu yazımda da burçlara değinmek istiyorum. Biz Türklerin ve bazı milletlerin kullandığı 12 güneş burcu vardır.
Bu burçlar bizim nelerden hoşlandığımızı, iş, okul, aşk hayatlarımızda neler olabileceği, hatta cinsel yaşamımıza kadar bir çok ipucu verebilirler. Ben bilindiği üzere çerez yazılar yazıyorum. Bu sebeple burçların genel yorumlarını da kısa kısa tutacağım ve kesinlikle alıntı yoktur. 


KOVA BURCU


Düzenli olarak kendini geliştiren, özgür düşünceli, demokratik, yardımsever, toleranslı, açık görüşlü, sosyal, orijinal, bohem, sıradışı, yenilikçi, devrimci, içgörülü, akılcı, buluşçu, hızlı, parlak, bilimsel, düzensiz, isyankar, disiplinsiz, fanatik, ikna olmayan, uçuk, düşüncesiz, tuhaf, tutarsız, ilgisiz, kayıtsız yani ne üdüğü belirsiz burçların başını çeker.  Özgürlüklerine çok bağlıdırlar. Herkese emir verirler ama emir almaktan hoşlanmazlar. Genelde yüksek sesle, kavga ediyormuş gibi bir ses tonları vardır. Eğlenmeyi severler, boğazlarına çok düşkünlerdir.

BOĞA BURCU


Çalışkan ve uyumludurlar. Birine değer verdi mi kıymetinin bilinmesini ister. Kafalarına bir şey girdi mi onu yapmakta kararlıdırlar. Düşünce hırsızlarıdırlar kimi zaman. Boğa burcu kadınları tamamen ilgi manyağıdır. Sürekli birilerinin onlarla ilgilenmesini beklerler. Kendilerini düşkün ve çok kıskançtırlar. Kıskanmayı da, kıskanılmayı da çok severler. Sadıktırlar. Sıcak kanlı ve pozitiftirler. Özellikle bu burcun kadınları dünya onların etrafında dönüyor sanırlar. Acıma duyguları yüksektir. Mutsuzlarsa hiç çekilmezler.

İKİZLER BURCU



Olayları hemen anlayabilen, zeki insanların burcudur. Ezber işi tam onların hamurudur. Erkekleri fazla konuşkan değilken kadınları hiç susmaz. Dedikoduculuk ve iki yüzlülük kanlarında vardır. Değişik bir sempatiye sahiptirler. Sakin tavırlarıyla dikkat çekerler. Fazla güvenilir olmamakla beraber huzursuzdurlarda. Aynı anda bir kaç işi birden yapabilirler.

YENGEÇ BURCU



Merhametli ve hassastırlar.  Aşırı duygusaldırlar.  Ebeveynlik duygulan güçlüdür. Lükse düşkün oldukları kadarda tutumludurlar. En duygusal burçtur. İnatçıdırlar ama bazen alttan almayı tercih ederler. Sekse düşkün ve en dağınık ev sahipleridir.  Yeterince kıskançtır.  Evde, okulda, işte her yerde beceriklilikleriyle kendilerinden söz ettirirler. 

ASLAN BURCU


 Cimrilikleriyle tanınırlar.  Sanata düşkün, yeteneklidirler. Otoriter yapıları kendilerinden bıktırtır.  Sevdikleri uğruna çeşitli fedakırlıklar yapabilirler. Aşırı megolamandırlar. Onlara iğne batırırsanız size çuvaldızla geri döneceklerdir. Çeşitli organizasyonlar yapmayı severler.

BAŞAK BURCU


Dost canlısı ve dikkatlidirler. Hastalık hastasıdırlar. Geleneklerine sıkı bağlıdırlar. Yapacakları işin her inceliğini düşünürler. İçten davranan insanlar bu burcun insanlarıdır. Zor beğenirler. Sevdiklerine sadık, acelecidirler. Espiri yapmak onların işidir. 

TERAZİ BURCU


 Gezegenleri Venüs olduğu için güzelliğe, güzel sanatlara düşkün ve yeteneklidirler. Siyaset onların işidir. Dengesiz, ve aldatmaya yöneliktirler. Kendilerini çok beğenir, üstün görürler. Uyumlu giyinir ve zariftirler. Alımlı oldukları kadar akıllıdırlar. Romantiklik kanlarında vardır. Kararsızdırlar, hemen fikir değiştirebilirler. 


Devamı kısa süre içinde yayınlanacaktır.

KULLANIYORSUN AMA NELER YAPABİLECEĞİNİ BİLMİYORSUN

Üzerinde bir çok geyik muhabbeti, olayları geç anlayanlara hayvanların beyinlerinin söylendiği bir organ var karşınızda. İnsan beyni. Nasıldır, neler yapar şu ana kadar hiç düşünmediniz diye geçiyorum. Kısaca aydınlatmak gerekirse:

Gerçek şu ki, insan beyninin mükemmel bir hatırlatma kapasitesi vardır. Bu zamanın yıllar öncesine gidip çocukluğumuz ile ilgili herhangi bir detayı hatırladığımızda kendimiz bile hafızamızın bu gücüne şaşırırız. Tüm yaşamımız boyunca öğrenmemiz gereken yeni yabancı diller, iş terimleri ve formaliteler gibi.

Son yıllarda yapılan araştırmalar beynimizin çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu açıklamışlardır. Hatta eskiden daha büyük bir beyin yapısına sahip olanların daha zeki olduklarına inanılırdı. Kesinlikle hatalı bilgidir. Aynı şekilde zayıf hafıza diyede bir şey yoktur, eğitimsiz hafıza vardır. Eğer istersek hafızamızı istediğimiz kadar güçlendirebiliriz.

Bazı bireyler hafızasının diğerlerine göre daha mükemmel olduğunu öne sürerler. Yanlıştır. Sadece etkin ve verimli bir hafızaya sahiptirler.
Bir işin gerçeklerini ya da istenilenini anlamak, stratejileri etkili bir şekilde kullanmak, depolanan bilgilerin nasıl çıkarılıp bulunacağını bilmek, öğrenme becerisi edinmek, unutkanlığı ortadan kaldırabilecek sadece bir kaç yöntemdir.
Ayrıca hafıza, beynin belli bir bölgesine yerleşmiş bilgi deposu da değildir. Beynin, özellikle üst korteksin (üst beynin) geniş bir alanına yayılmış olan sürekli yerleştiği için canlı olan bir olgudur. Bilinen üzerine al, üst ve de sinir sistemi olarak beynin sahip olduğu üç bölme vardır.



Üst entellektüel bir işleme sahipken alt beyin kalbin çalışması, kan basıncı, hormon salgılama gibi daha çok otomatik fonksiyonları denetler. Bilgiler üst beyne kaydolur, değerlendirmeler burada yapılır. Davranışlarda üst beyinden idare edilir.

Bilgiyi hafıza olarak işlemede en çok rol sahibi olan beynin derinliklerinde bulunan limbik sistem, beyin korteksinin geniş bir alanı tarafından idare edilen dışarıdan ya da kendi düşüncelerimizle oluşan her türlü uyarıcıya bedenin vereceği cevabı düzenleyen badem şekline benzeyen amigdal, duyguları işleme koyar ve duyguları ihtiva eden hatıraları zihne yerleştirmeye yardımcı olur. Beynin dış katmanı olan korteksi bilginin ihtiva ettiği işlem türüne farklı kuşaklardaki uzun süreli hatıraları depolar. (bkz. lisan, duygusal veriler, problem çözmek vb.) 



Beynin kimyasalları yani nörontransmiter tarafından aktive edilen milyonlarca hücreden oluşan beyindeki nöron ağının arasındaki iletişimde beyin korteksinin görevidir. 
Beyin, çapraz olarak çalışır. Yani vücudun sol yanını sağ lob, sağ yanını ise sol lob yönetir. Sol lob matematiksel çalışır, kontrol eder, analizler, listelemeler yapar, mantıklar kurar, konuşmamızı, yazmamızı, rakamları algılamamızı sağlar. Kelimeler ve sayılarla düşünmemizi sağlarken, sağ lob, sanatsal ağırlıklı çalışır. Müzik kabiliyeti, hayal kurma gücü, renk ve şekilleri algılama, 3D görme gibi fonksiyonları yerine getirir. Görüntü üzerine düşünür. Zor, karmaşık bağlantılar kurar. Bir çok farklı olayı aynı anda algılama kapasitesine sahiptir. 

Her iki lobunda çalışma fonksiyonları önemli olduğundan dolayı beyninizi tam kapasite kullanmak istiyorsanız sağ ve sol lobu ihmal etmeden birlikte kullanmanız gerekir. İki lobuda aynı aynda kullanabilirseniz elde edeceğiniz başarı, yavaş yavaş değil, katlanarak artar.

24 Ekim 2013 Perşembe

KISACA YUNAN MİTOLOJİSİ


Yunan tanrıları, tanrıçaları ve kahramanları hakkındaki hikayelerden
 oluşan sözlü edebiyatla yaratılmış ve yaygınlaşmış, günümüzde 
en fazla bahsi geçen mitolojidir.




   Genel olarak Yunan mitolojisi doğudaki diğer uygarlıkların mitolojilerinden fazlasıyla etkilenmiştir. Kendisi de daha sonraki Roma mitolojisini fazlasıyla etkilemiştir. Roma mitolojisinde ki karakterler Yunan mitolojisinden baz alınmıştır. Yunan mitolojisindeki efsanelerde çoğu eski Yunan tanrıları insan şeklindedir. Yunan tanrılarının yaratılış hikayeleri olabilir ama onlar yaşlanmazlar. Tanrılar neredeyse tüm hastalıklara dirençlidir. Ayrıca görünmez olabilir, uzak zamanları çok kısa zamanda seyahat edebilir, haberleri olup olmadan insanlarla konuşabilirler. Her tanrının ayrı bir görünüşü, ilgi alanı, kişiliği ve uzmanlık alanı vardır. Bu özellikler yöresel olarak da değişmektedir. Dış görünüşleri çok önemli, güzelliğe çok düşkünlerdir. Yaratılış hikayelerinde seçilmiş beşi kadın, yedi erkekten oluşan tanrıçalara sahiptirler.  Olympos Dağı'nda yaşarlar. Efsane Olymposlu Tanrılarla Titanların savaşlarıyla başlar ve Olymposluların zaferiyle son bulur. Savaştan sonra Titanlar cezalandırılır. Gaia, Khaos, Phoebe ve Kronos gibi Titanlar Tartarus'a gönderilir. Tartarus'ta sonsuza kadar süren bir cezaya Olympos Tanrıları tarafından bırakılır. Yunan Tanrıları dünyayı Olympos Dağının tepesindeki bulutların üzerinden idare ederler. Kronos doğan tüm çocuklarını ileride bir gün kendisine karşı çıkıp öldürmesinler diye yer.



   Ancak Gaia son çocuğu Zeus'u Olympos Dağı'nda güvenilir bakıcılara bırakarak savaşa hazır bir genç olana kadar saklar. Zeus büyüdüğünde "Şimşeklerin Efendisi" ünvanını alır. Kendisi bir çok savaşlar vererek en son babasıyla karşı karşıya gelip savaşı kazanarak Kronos ve onun yardakçıları titanların elinden almış, üç erkek kardeşiyle dünyayı bölüşmüştür. Çekilen kuraya göre gökyüzü Zeus'a, denizler Poseidon'a, yeraltı da Hades'e düşer. Yine de artık baş Tanrı Zeus kabul edilir. Adıda aslında Zevs'tir. Yunancada "u" harfi yoktur çünkü ama günümüze kadar Zeus olarak bilinerek gelmiştir. 

Herkes görev dağılımından sonra Olympos'a çıkar ve dünyayı yönetmeye başlarlar. 


Kısaca açıklamak gerekirse Yunan mitolojisi bundan ibarettir. Diğer yazılarda Tanrılar hakkında bilgiler vermeye devam edeceğim.

LILITH KİM? NE İSTİYOR?


Bir çok kişi, insanlığın öyküsünü Adem ile Havva'yla başladığını sanıyor ve çok yanılıyorlar.
Museviler bilir. Eski bir Yahudi efsanesine dayanıyor. Havva ne ilk kadın, ne de Adem'in ilk eşidir. Bu kişi Lilith'tir. Bilmeyenler için efsaneyi kısaca anlatayım:

Allah topraktan Adem ile Lilith'i eşit şekillerde yaratır. Beraber mutlu ve huzurlu yaşasınlar diye onları cennete yerleştirir, lakin bu ikili hep bir tartışma içindedir. Günümüzde örnekleri çoktur. İlişkileri boyunca Adem hep bir adım önde olmak ister. Özellikle cinsel ilişki yaşadıkları sırada hep üstte olmak ister. Lakin Lilith buna karşı gelir, ikisininde eşit olduklarını ara sıra onunda üstte olmak istediğini belirtir. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü, Lilith’i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem bu konuda ısrar edince Lilith artık ikisinin beraber yaşayamayacağını düşünür ve Allah'ın yasakladığı, söylenmemesi gereken adını söyleyerek gökyüzüne yükselir. Ona ait olan her şeyden, cennetten bile vazgeçip kaçmıştır. Allah tarafından o da tıpkı cinler gibi dışlanmıştır. Kendisi cinlerin kralı Şamael ile birlikte olup, sadece bir günde ondan yüzlerce çocuk doğurur.


Adem ise cennette tek başına kalınca Lilith'i özleyip Allah'tan onu geri göndermesi için dualar okur durur. Allah Sanvai , Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği çağırarak onlardan Lilith'in geri dönmesini sağlamalarını, eğer Lilith dönmezse her gün yüz çocuğunu öldürmelerini emreder. Lilith tehdidi umursamaz ve gerekenler olur.

Sonralarında Lilith çok fazla acı çekmeye başlar ve tüm hamile ve doğum yapmış kadınların baş düşmanı olacağına and içer. Erkek çocukların doğduktan sonra sekiz gün, kızların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınında bu üç meleğin ismi ya da siması bulunanlara dokunmayacaktır. Bunlar üzerine yalnız kalan Adem için Allah Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratır. Sebebi Havva Adem'in bir parçasından yaratıldığı için Lilith gibi Adem'e karşı çıkamayacaktır.

Duruma farklı bir bakış açısından bakacak olursak aslında Lilith ilk feministtir., devrimcidir, hakkını arayan, kendini ezdirmeyendir. Karşılığında gördüğü muamele ise ortadır.


Erkeklerin Beğendiği Saç Modelleri

Dünyanın neresine giderseniz gidin erkeklerin daima uzun ve bakımlı saçlara karşı zaafı olduğu söylenir. Bir bakıma doğrudur. Saçlarımızı toplamak yerine, onlar saçlarımızı, belimizde görmeye bayılırlar. Hele ki evlilik çağındaki bir erkek, nişanlısının saçları ne kadar uzunsa o kadar sağlıklı olduğunu ve evlendiklerinde beraber bir bebeğe sahip olmak istedikleri düşüncesi oldukça yaygın bir olaydır.

Kimisi uzun gür dalgalı, kimisi kıvırcık, kimisi bohem bir topuz, kimisi dümdüz saç, kimisiyse örgü modellerini bayanlara çok yakıştırıyor. Hepsinin farklı farklı model beğenme sebeplerinden biride aileleri ve yaşadıkları statüleriyle ilgili bir durumdur. Erkekler annelerine benzeyen kadınları kendilerine daha yakın gördükleri bilimsel olarak ispatlanmıştır. Lakin annelerine benzeyen kadınlardan hoşlanıyorlar denildiğinde peşinden havluyla koşan bir kızı hayal etmiyorlar. Aksine nefret ediyorlar.

Konumuza dönecek olursak şimdi size bir kaç tane erkekler tarafından beğenilen saç modellerinden bahsedicem.

KABARMIŞ SEKSİ SAÇLAR


Kabarmış seksi saçlar her zaman erkeklere çekici gelmişlerdir.
 Özellikle dağınık ve de buğulu bir göz makyajıyla tamamlarsanız size karşı koymaları 
çok zorlaşacaktır.
Her saçta uygulanabilecek kullanımı gayet kolaydır.
Saçlarınızı nemliyken fön makineniz ile dağınık bir şekilde kurutmanız yeterlidir.

PERÇEMLİ MASUM  GÖSTEREN SAÇLAR

Erkeklerin hoşuna giden şeylerden biride yüzümüze düşen perçemlerimizi 
elleriyle düzeltmek. Bu model, hem bizi masum hem de seksi göstermek için yeterlidir.

BOHEM TARZDA TOPUZLAR

Bohem topuzlar olduğu gibi bohem saç modellerinin çoğuna erkekler bayılır.
 Dağınık bir seksiliğe sahiptirler. Yapımları ise çok basittir.

UZUN DÜZ SAÇLAR

Nedeni henüz açıklanmamıştır lakin erkekler uzun ve dümdüz saçlı kızları çok seksi bulurlar. 
Ayrıca yapımı en basit saç modellerinden.
Bir saç düzleştiricisi, ya da kuaförde basit bir fön çektirmek işinizi görür.

GIRLS, ATTENTION PLEASE!

Baştan söylüyorum, bu yazımı feminist hemcinslerime önermiyorum, hoş karşılamayacakları kesin.

Bakın kızlar, okuduğum bir çok yazı, forum, kitap, makale ve kendi öngörülerim sayesinde elde etmek istediğiniz erkekle ilgili bir kaç tüyo vereceğim. 

Öncelikle bakımlı olun. Kesinlikle olun. Vücudunuzla barışık olun. Elleriniz, tırnaklarınız, saçlarınız, ve ne giydiğiniz konularında büyük özen sahibi olmalısınız. Erkekler hatta tüm dünya ne kadar inkar etse de dış görünüş bir çok konularda çok önemli yere sahiptir. Dışını beğenmediğiniz birinin içini zaten merak etmezseniz. Yiyeceğiniz yemek bile buna dahildir. Sunumu ne kadar güzelse o kadar çok yemek istersiniz.

 I
II

Yukarıdaki spaghetti örneğine bakarak ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Evet, hepiniz II numarayı yemek istersiniz. 



Kıyafetlerinize, giydiğiniz renklere önem verin. İlk buluşmada kırmızı giyinen kadına erkek daha cömert davranırmış mesela. Daha yakın hissedermiş. 
Yine ilk buluşma için aşırı dekolte kullanmayın. Yanlış anlaşılırsınız. Yani erkekler sizin hakkınızda duygusal değil cinsel düşünebilir. Ayrıca uzun bacak dekoltesi yerine açıkta bırakılmış bir omzu daha seksi buluyorlar.



 Tırnaklara değinecek olursak, kızlar maalesef erkekler neon renkleri beğenmiyorlar. Tek tırnakta değil, kıyafetlerimiz de dahil buna. İtici durduğunu belirtiyorlar.
    En çok beğendikleri renkler:
koyu renkler olarak kırmızı, bordo, lacivert, bazen şirin ve üst sınıf gösteren açık pembe, bazen de hem temiz hem de bakımlı gösteren french manikürlü tırnaklardan hoşlanıyorlar.